
DAVUL İLE TOKMAK
Tüm dünya dik durmasını bilen ama asla eğilmeyen, duruşu ile tüm mazlum ve mağdurların tek umudu olan bir lider. Dünya, ona gönül vermiş bir milletin şahlanışından korkuyor. Aynı emel ve arzu ile avını bulmuş avlayacağı fırsatı bekleyen aslan misali gibi dünya.
Tüm dünya dik durmasını bilen ama asla eğilmeyen, duruşu ile tüm mazlum ve mağdurların tek umudu olan bir lider. Dünya, ona gönül vermiş bir milletin şahlanışından korkuyor. Aynı emel ve arzu ile avını bulmuş avlayacağı fırsatı bekleyen aslan misali gibi dünya.
Eskiden en azından bu işi gizli yapıyorlardı. Şimdi aleni yapmaya başladılar. Çünkü karşılarında açık ve net duruşu olan bir Ülke var. Karşılarında yapacağı her işi, söyleyeceği her sözü esirgemeden söyleyen ve her söylediğini de açık yüreklilikle yapan bir lider var.
Nasıl korkmasınlar ki her platform da Avrupalı liderlerinin ta gözlerinin içine bakarak sözünü esirgemeden söylüyor; hatta demedi mi onlara ‘’Beyler Dünya Beşten büyüktür’’ diye. Avrupa’nın sömürü çemberinde tuttuğu her durumda da tutmaya çalıştığı mazlumların haklarını savunmuş olması elbette korkutmuştur.
Bırakın korkmaya devam etsinler. Korksunlar ki mazlum ve mağdur olan her insanın yanında olduğu gerçeğini akıllarının bir köşesinde daim kılsınlar.
Bütün bu yaşananlarla beraber Dünya artık net olarak bir şeyi anladı. Yeni Dünya düzeni içinde oluşturulan kurtlar sofrasına yeni bir sandalye daha kondu. Farkına yeni vardılar. Şimdi o yeni sandalyenin ayağını nasıl kıracaklarının hesabını yapmaya başladılar. Başladılar ama hala esas meselenin farkında dahi değiller. Çünkü onların kurduğu oyuna karşılık tüm oyunların hilelerin en hayırlısını kuran bir güç vardır.
Vardır da;
Bilmezler ki!
Göklerden gelen bir ses vardır.
Yüce Mevla oyun kurucuların en büyüğüdür.
Yeni Dünya düzeni içinde en büyük oyun kurucu artık Türkiye’nin olduğunun farkına vardılar. Şimdi bu yeni oluşan düzen içinde, bu kurtlar sofrası başından ve oyun kurucusu olmaktan nasıl men ederiz ’in hesabını yapmaya başladılar.
Bu anlamda acaba AKPM’nin zoruyla Türkiye’ye yeni bir söylem ve tarz mı dikte etmeye çalışıyorlar? Sanki dersin suyun kaldırma gücünü kullanan ağırlıklar gibi,
Bu gücü yok etmek planı dâhilinde sinsice aba altından sopa gösterme misali al sana güç,
Diyecek kadar da edepsizlik içindeler!
Oh ne ala Dünya,
Zaten bu güne kadar vermişler Türkiye’nin eline bir davul tokmağı da almışlar ellerine vurup duruyorlardı. Şimdi ellerinden hem davul hem de tokmak alınınca ne yapacaklarını şaşırdılar. Kendilerine geldiklerinde anladılar ki!
Artık davul onlarda,
Tokmak bizde,
Şimdi düşünme sırası onlarda. Artık kara kara düşünsünler.
Şimdi bu yeni Dünya düzeni içinde, olası yaşanacak hadiseler karşısında topluma örnek olan Kanaat önderleri ve lider konumunda olanların Ülkeye bilerek ya da bilmeyerek verdikleri, verecekleri zararların karşılığı nedir.?
Verdiği, vereceği zararlardan üzüntü duymayan bu konumda olanların başta Allah’ın sonra ailesinin ve toplumun rızasına uygun, dinimizin gerekli gördüğü, aklın da kabul ettiği hareket ve sözlerin tamamından mesul değiller mi?
Bir Ülkenin şahlanıp aya kalkması için var gücüyle çalışanlar karşısında, Cumhuriyet Tarihi boyunca muhtelif engeller çıkarmak adına hep aynı teraneleri çalmışlar, söylemişler.
Bu Ülkeye verilecek her türlü zararda, musibette ve kötülükte Edepsizliği edep-adap gibi sunmaya çalışanlar bir gün mutlaka onun içinde yok olmaya mahkûm olacaklardır. Bu masum ve kadirşinas olan millet edep, adap ve haya bilen insanları hak eder. Edebi adabı olan insanları bulunca da arkasında yürümeyi kendine şiar edinir. Ayrıca el üstünde tutmayı da iyi bilir.
Sağlıklı, huzurlu ve edepli bir yaşam dileği ile.
Metin TUZCU
Halkla ilişkiler
V.H.K.İ.